Durusu Park Evleri
Öyle Bir Yer Düşünün ki.....
şehre (Fatih Köprüsüne) sadece 45 dakika mesafede bir doğa cenneti düşünün. Üstelik tamamlanan yeni otoyol, bu mesafeyi 20 dakikaya indirecek.
Öyle bir konum düşünün ki, hem göl kenarı olsun, hem de denize 15 dakikada ulaşılsın.
Öyle bir doğa parçası düşünün ki yeşillikler arasından nefis bir göl manzarası görünsün hatta, yüksek kotlardan hem göl, hem dedeniz mavi bir bant gibi görünsün bu manzaranın sağını solunu devlet ormanları çevirsin gözü rahatsız eden hiçbir şey olmasın, olamasın
Öyle bir topografya düşünün ki 6,5 milyon metrekare cennet gibibir arazi, göl kıyısından başlayarak tatlı bir meyille yükselsin, yüzlerce incir, dut, ceviz, fındık ağaçlarıyla ikiana ve otuz kadar küçük vadiden oluşsun. Geniş yemyeşil çayırları ile bu vadiler uzanarak tepelerde devlet ormanlarıyla buluşsun ve adeta doğal olarak korunsun.
Öyle bir iklim düşünün ki dört mevsim doyasıya yaşansın.Yazı kışı İstanbul ‘dan biraz daha serin olsun, biraz daha kar yağsın. İnanılmaz renklerde çiçekleri ile baharlarda doyulmaz güzellikte olsun. Hakim rüzgarlar denizden (kuzey ve kuzey batıdan essin, tertemiz iyot kokusu getirsin. Ortalama yağış 71 santimetre, ısı 17 derece olsun kısacası tam anlamıyla ideal olsun
Öyle bir temiz hava düşünün ki, özlem duyduğumuz mis gibi toprak, çiçek vemeyve kokusu her yanımızı sarsın.Gölsularının telaşsız kıpırtısı kuş sesleri ile buluşarak benzersiz bir ninniyi seslendirsin. Gece insan rahat uyusun sabah dinç kalksın. Yaşamın farkında olup, daimi bir terapi içinde bulunsun
Öyle bir tarih düşünün ki ipek yolu yanınızdan geçmiş olsun. Derken Osmanlı Anadolu ‘ya gelmiş ve Fatih ‘in babası 2. Murat burasını görmüş, özel avlağı yapmış olsun. Av avlamış, kuş kuşlamış, at beslemiş olsun.
Öyle bir yaban hayatı düşünün ki burası onların da seçimi olsun. Bu seçim, yaban yaşamın hem yerlisi, hem de göçmeni için böyle olsun. Göçmeninden; bıldırcını, üveyiği, çulluğu, güvercini, ördeği burasını seçsin. Yerlisi ise tarih boyunca burada olsun. Şimdi azalmış olan geyiği, karacası, domuzu, çakalı, sülünü, kekliği, tavşanı, tilkisi zaten buradan hiç gitmemiş olsun. Çoktan unuttuğumuz bülbül, Florya, ispinoz, cırcır böceklerinin sesi burada hiç kesilmemiş ve kesilmeyecek olsun.
Öyle bir göl düşünün ki yeşil bir bant ile çevrili olsun, içindekürek çekilsin, yelken ve sörf yapılsın, balığısaymakla da tutmakla da bitmesin. Turna, sazan, sarıkanat, kefal, levrek, karabalık, bazen de yayın oltacıları hep beklemekte olsun
Öyle bir flora düşünün ki arazide çepeçevre tabii ormanlar ve makilikler bulunsun. Durusu gölü ve Karadeniz ayaklar altına serilsin, her taraftan inanılmaz çeşitlilikte bitki örtüsü kucaklasıninsanı. Rengarenk yabani çiçekler, meşelikler, çamlar, ardıçlar, kocayemişler, fındıklar, envai çeşit ağaç ve bitki insanın etrafını sarsın
Öyle bir huzur ve güven ortamı düşünün ki sizler evde yokken aileniz, çocuklarınız yalnız kalmayacakları korunan bir sahada dostlar arasında olsun. Temiz toprağa basabilsin, manejde değil, doğal ortamda at binsin, yürüyüş, bisiklet, koşu yapsın, balık tutsun, Tenis dahil her türlü sporu yapsın, temiz hava solusun, stres atsın yada istirahat etsin
Öyle bir sukunet ortamı düşünün ki, bozulmamış doğa ile baş başa, kalabalıktan, trafikten, gürültüden, sesten, tozdan, stresten uzak, özenle korunmuş, temiz tutulmuş, doğa ile iç içe olabileceğiniz insana ilhamveren bir yer olsun. Toprağın kokusunu duyacağınız,gözünüze ve ruhunuza huzurveren, ormanın yeşilini gölün ve denizin mavisini görebileceğiniz bir yer olsun. Bilinçaltınızda hep kaçmayı düşlediğinizyer meğerse burası olsun
Öyle bir yer düşünün ki “Durusu Park denen bu yerde geçsin, Bugüzellikler ve huzur ortamı içinde yaşansın. Bu ortamda spor ve sosyal yönden de tüm aradıklarınız bulunsun. Yürüyüş, jogging, yapabileceğiniz, bisiklet at bineceğiniz, balık avlayabileceğiniz, tenisoynayabileceğiniz, aileniz, dostlarınız, misafirlerinizle doğaya dönükyaşayabileceğiniz, rahat edeceğiniz her imkan yanınızda olsun,
